Binlerce Afrikalı yabancı öğrenciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin bu atılımı bazı çevrelerce sekteye uğratılmaya çalışılsa da, kıta eğitim ile olan diplomatik ve ticari ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol oynuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Afrika temsilcilik sayısını hatırlatarak, “Bu tablo emperyalist güçleri rahatsız ediyor. Uluslararası basında Türkiye karşıtı yayınların arkasında yatan sebep de budur. Kim ne derse desin, kıta ile ilişkilerimizin kısa sürede bu kadar hızlı ilerlemesinde Türkiye mezunlarının çok büyük rolü vardır. Resmi kanalların tıkandığı yerde gönül elçilerimiz devreye giriyor, düğümü çözüyor” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘gönül elçilerimiz’ olarak tanımladığı öğrenciler sayesinde Afrika Kıtası ile ilişkiler de güçlendi. Öğrenciler diplomatik, sosyal ve kültürel iş birliklerini artırdı. 2005 yılında Türkiye’nin Afrika Birliği’ne (AfB) gözlemci üye kabul edilmesiyle hayata geçirilen ve 2008’de AfB Stratejik Ortaklığıyla ivme kazanan ‘Afrika Açılım Politikası’ ve sonrasında 2013’ten itibaren uygulanan ‘Afrika Ortaklık Politikası’, Türk diplomasisinin kıtadaki varlığı açısından önemli dönüm noktaları oldu. Türkiye’nin 2002’de 12 olan Afrika’daki büyükelçilik sayısı Afrika açılımı kapsamında 44’e yükseltildi. Türkiye’nin hedefi beş büyükelçilik daha açarak bu sayıyı 49’a çıkarmak.
Türkiye’nin Afrika kıtasındaki temsilcilik ağı siyasi, kültürel, insani bağları pekiştirmenin yanı sıra ikili ticaretin artmasına da katkıda bulunuyor. Afrika’yla ticaret hacmi 2003 yılında yıllık 5 milyar dolar seviyesindeyken geçen yıl itibarıyla
40 milyar doları aştı.
